Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Migren, baş ağrısı tipleri arasında oldukça yaygın olarak görülen ve ortaya çıktığında hayat kalitesini ciddi oranda düşüren bir rahatsızlıktır. Günümüzde baş ağrısı en yaygın hastalık gruplarından biridir ve halk arasında sıklıkla ortaya çıktığı görülür. Basit baş ağrıları günün her anında karşımıza çıkabilecek, kısa süreli ya da uzun süreli olarak kendini gösterebilecek türden rahatsızlıklardandır. İstirahat ya da medikal ilaç uygulamaları ile ortadan kaldırılabilir. Ancak migren tipi baş ağrıları hayat kalitesinde ciddi problemler ortaya çıkarır ve müdahale gerektirebilir.
Migren hastalığı ataklar halinde çoğunlukla ergenlik dönemini takiben ortaya çıkıp, yıllar boyunca hastanın hayat kalitesinde olumsuz etki yaratabilen bir baş ağrısı hastalığıdır. Migren atakları bazen birkaç gün bazen de haftalar boyunca devam edebilir ve kişinin günlük hayatında ciddi negatif problemler açığa çıkarabilir.
Migren hastalıklarında auralı ve aurasız olmak üzere farklı tipte gelişimler gözlenebilir. Auralı migren daha nadir görülen migren tipidir ve çeşitli halüsinasyonlarla bulanık görme durumları ortaya çıkarabilir. Bununla birlikte hissizlik, karıncalanma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, duyu kaybı gibi problemler de auralı migren tipinde görülebilir. Aurasız migren ise halüsinasyon gibi etkilerin görülmediği migren tipidir. Daha sık görülen migren rahatsızlığı aurasız migren olarak bilinmektedir. Her iki migren tipi de şiddetli baş ağrısı açığa çıkarabilir.
Migren, altında yatan sebepler hakkında büyük bilgilere ulaşıldığı halde oluşum nedeni net olarak bilinemeyen baş ağrısı hastalıklarından biridir. Ancak çok sayıda farklı nörolojik hastalıkta olduğu gibi migren hastalığında da ailede geçmiş migren öyküsü bulunması, o ailedeki kişileri risk grubu içine sokmaktadır. Direkt olarak genetik aktarılan bir hastalık olmasa dahi genetik faktörlerce risk faktörünün ciddi şekilde yükseldiği bilinmektedir. Migren türü baş ağrılarının odağı beyindeki sinirler ve kan damarlarıdır. Bu alanlarda meydana gelen değişiklikler üzerinden ağrı gelişir. Migren atakları başladığı zaman bu ataklar çevresel faktörlerden de kolaylıkla etkilenebilir. Sinirsel değişikliklerin de etkisi sebebiyle atak başlangıçları direkt olarak çevresel faktörler üzerinden de gerçekleşebilir. Ataklar başladığı zaman beynin ilgili bölgesinde migren oluşumu başlar ve bir süre devam eder. Bu bölgede aktif hale gelen sinirler uzun bir süre migren oluşumunu tetikleyebilir.
Migren hastalığında tetikleyici faktörler farklı gruplar üzerinden açıklanabilir. Ancak en ciddi tetikleyici sebepler çoğunlukla çevresel faktörlerdir. Bunun altında yatan başlıca neden migren hastalığının nörolojik özelliklere sahip olması yani sinirsel aktivasyon süreçleri içermesidir. Parlak ışıklar, yüksek sesler, televizyon, bilgisayar gibi cihazlar ve yaydıkları ışık ve ses, güçlü kokular çevresel faktörlere örnek olarak gösterilebilir. Bu faktörler direkt olarak migren ataklarını başlatabileceği gibi, başlamış migren ataklarında süreklilik de oluşturarak hayat kalitesinde ciddi zarar oluşturabilirler.
Hormonal problemler de migren ataklarını tetikleyecek güce sahiptir. Hormonal problemlerin oluşmasında çok sayıda sebep vardır. En yaygını kullanılan bazı ilaçların etkisidir. Aynı zamanda kadınlarda adet dönemi ve menopoz gibi durumlar da hormonal dalgalanmalar doğurarak migren oluşumunu tetikleyebilir.
Migren oluşumunda hayat tarzı üzerinden gelişen çok sayıda tetikleyici bulunmaktadır. Yanlış gerçekleştirilen egzersizler, yorgun kalmak, stres, düzensiz ve sağlıksız beslenme başta olmak üzere çeşitli hayat tercihleri migren oluşumunda tetikleyici unsur olarak gösterilebilir.
Migren belirtileri arasında en başta söylenebilecek olan başın bir bölümünde ya da tamamında ortaya çıkan şiddetli baş ağrısıdır. Bunu takip eden bulantı, tepkisellik, donukluk, ışık, ses ve kokuya karşı aşırı hassasiyet, kelime seçme problemleri görülüyorsa migren şüphesiyle sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.
Migren ataklarının sık ve sürekli gerçekleştiği durumlarda sıklıkla başvurulan tedavi uygulamasıdır. Hastanın hayat kalitesi ciddi oranda azaldığı için migren ataklarını ve oluşturduğu etkileri minimuma indirerek hastanın hayat kalitesinin yeniden olağan seviyelere çıkarılması amaçlanır. İlaç tedavisinde kullanılması gereken ilaç ve doz oldukça önemlidir.
İlaçsız migren tedavisinde öncelik hastanın hayat tarzında değişiklikler oluşturmaktır. Hastanın yanlış sürdürdüğü eylemler düzeltilir, sağlıklı beslenme, sağlıklı egzersiz ve uyku süreçleri başlar. Rahatlama teknikleri üzerine çalışılır ve tetikleme faktörlerinden uzak durmak amaçlanır.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.