Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Tümör tedavileri girişimsel radyoloji kapsamında hem tanı hem de tedavi süreçlerinde aktif olarak kullanılmaktadır. Tümör problemleri, lezyonlar, kanserli dokular ve kanser hastalıklarının tanı ve tedavi sürecinde girişimsel radyoloji çalışmalarının büyük bir işlevi bulunmaktadır. Özellikle kanser hastalıklarında kanserli doku üzerinde detaylı analiz yapma imkanını girişimsel radyoloji faaliyetleri ile kazanmak mümkündür. Modern tıp uygulamalarının ilerlemesi ve tıp teknolojilerinde yaşanan gelişmeler neticesinde girişimsel radyoloji imkanları artmıştır. Bu bağlamda girişimsel radyoloji tümör tanı ve tedavi süreçlerinde sıklıkla başvurulan bir alan halini almıştır. Bugün girişimsel radyoloji yaklaşımları ile tümör tedavileri başarıyla gerçekleştirilmektedir.
Girişimsel radyoloji imkanları neticesinde gerçekleştirilen tümör tedavilerinde ilk sırada biyopsi çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca Kemoembolizasyon, Radyofrekans Ablasyon, Mikrodalga Ablasyon ve Radyoembolizasyon gibi çok sayıda uygulama bulunmaktadır. Tüm bu teknikler girişimsel radyoloji kapsamında tümör tedavilerinde başarıyla gerçekleştirilmektedir. Birçoğu damar içi yollardan görüntülü bir şekilde tümör hücrelerini öldürmeyi amaçlamaktadır.
Biyopsi işlemleri bugün özellikle kanser hastalıklarının tanı sürecinde aktif olarak kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Çok sayıda farklı tanı uygulaması bulunmaktadır ve her biri bazı bilgiler ortaya koyarak mevcut şüphenin aydınlanmasını sağlar. Ancak biyopsi uygulaması çoğunlukla son olarak uygulanır ve direkt olarak doku hakkında özel bilgileri sunar. Biyopsi uygulamasının temelinde, belirlenen bölgedeki dokudan iğne yardımıyla parça almak yatmaktadır. Daha sonra belirlenen dokudan alınan bu parça patolojik incelemeye yollanır.
Tümör tedavilerinde biyopsi uygulamalarının yeri büyüktür çünkü kanser hastalıklarında erken teşhis ve tedavi planlaması hastanın hayat kalitesi ve sağlığı için oldukça önemlidir. Tümör ne kadar erken teşhis edilip karakteri ne kadar erken açığa çıkarılırsa, tedavi o kadar hızlı başlar ve hasta için faydalı bir senaryo oluşur. Aynı zamanda tanı sürecinde toplanan net bilgiler ışığında daha kapsamlı, detaylı, güvenli ve net tedavi planlaması yapmak mümkündür. Bu noktada biyopsi uygulamaları oldukça net bilgiler sunarak doktorları yönlendiren unsurlar haline gelmişlerdir.
Doku alınacak bölgeye göre hastanın özel bir pozisyon alması sağlanır. Tespit edilen doku için deri üzerinde bir giriş noktası belirlenir ve bu noktada lokal anestezi gerçekleştirilir. Daha sonra görüntüleme eşliğinde içeri yollanan ince ya da kalın iğneler yardımıyla tespit edilen dokudan parça alınır ve süreç tamamlanır.
Kemoembolizasyon uygulaması cerrahi yapılamayan ileri evre karaciğer ve böbrek tümörlerinde, tümörü besleyen damar içine kemoterapi ve yıkayıcı maddelerin karıştırılarak verilmesi işlemi olarak özetlenebilir. Bu uygulama sayesinde tümörün lokal kontrolü kolaylaştırılır ve hastalığın ilerlemesinin önüne geçilir.
Radyoembolizasyon uygulaması, cam ya da resin mikrosferler içerisine yerleştirilmiş radyoaktif maddelerin, tümör içine enjekte edilmesi ile gerçekleştirilen bir tür brakiterapi yöntemidir. Radyoembolizasyon işleminde öncelikle tümörü besleyen atardamar kateterize edilir. Daha sonra direkt olarak tümör içine radyoaktif madde yüklü mikroküreciklerin yerleşmesi ve buradan 1 ay boyunca ışıma yaparak tümör hücrelerini eritmesi amaçlanmaktadır. Radyoembolizasyon uygulamasında kullanılan radyoaktif madde genellikle Y90 olmaktadır. Tıkama işlemini radyoaktif maddelerle gerçekleştirerek tümör hücrelerinin yok edilmesi başarıyla gerçekleştirilebilir.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.