Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Baş ve boyun cerrahisi, kulak burun boğaz cerrahisi kapsamında gerçekleştirilen uygulamaların büyük bir kısmını kapsayan çok sayıda farklı cerrahi prosedür içeren bir alandır. Baş ve boyun cerrahisinde bu bölgede bulunan tüm organların çeşitli tedavi uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Baş ve boyun cerrahisinin ilgilendiği sayısız hastalık, hayat kalitesini ciddi oranda düşüren belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Bu hastalıkların birçoğunun tek avantajlı yani, ortaya çıktığı bölge itibariyle erken teşhis imkanına izin vermesidir. Erken tanı uygulamaları kapsamında tedavi planlaması yapılabilen bu hastalıkların birçoğunda cerrahi seçeneklere başvurmak gerekmektedir.
Baş ve boyun cerrahisi, kulak burun boğaz branşı kapsamında medikal tedavi uygulamalarına yanıt vermeyen hastalarda sıklıkla başvurulan bir alandır. Hastaları iyileştirmek, hastalıklar neticesinde oluşan negatif etkileri ortadan kaldırmak ve yeniden hayat kalitesini yükseltmek maksadıyla gerçekleştirilen cerrahi süreçlerle başarılı bir alan olarak günümüzde sıklıkla baş ve boyun cerrahisinden yararlanılır. Üstelik modern tıp tekniklerindeki ilerlemeler ve tıp teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte baş ve boyun cerrahisi kapsamında yapılan uygulamalar da gelişmiş, kullanılan malzemelerle başarı oranı artmıştır.
Baş ve boyun cerrahisi özellikle gırtlak, kıkırdak doku ve çevre dokular, şişlikler, kist oluşumları, tümör tanı ve cerrahisi, enfeksiyon problemleri, kaslar, tiroid bezli, paratiroid bezi ve yabancı cisimler kapsamında sıklıkla kullanılmaktadır.
Yukarıda sıralananlar baş ve boyun cerrahisinin kullanım alanları olarak gösterilebilir.
Baş ve boyun cerrahisinde öncelikle net tanıya ihtiyaç duyulmaktadır. Net tanı uygulamalarından bağımsız olarak cerrahi süreç planlanamaz. Acil durumlar haricinde hastaların çeşitli tanı yöntemlerinden geçmesi ve elde edilen bu bilgiler ışığında tedavi sürecinin planlanması gerekmektedir. Tanı sürecinde kan tetkiklerinin yanı sıra ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi bazı görüntüleme yöntemlerinden faydalanmak mümkündür. Bunun dışında endoskopik tanı uygulamaları ve biyopsi işlemi teşhis aşamasında oldukça faydalı yöntemler olarak gösterilebilir. Tanı uygulamalarının net bir şekilde gerçekleştirilmesi ile cerrahi süreç planlaması yapılmaktadır.
Baş ve boyun cerrahisinin ilgilendiği her hastalık farklı belirtilerle ortaya çıktığı gibi, cerrahi prosedürlerde de farklılık bulunmaktadır.
Kulak hastalıklarında işitme problemleri, denge problemleri, baş dönmesi ve çınlama gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Burun ve sinüs hastalıklarında tıkanıklık, koku problemleri, solunum problemleri ortaya çıkmaktadır.
Larenks hastalıklarında ses teli problemleri, boğaz bölgesinde ağrılı yakınmalar görülmektedir.
Tüm bunlara ek olarak baş ve boyun cerrahisinin ilgilendiği kanser hastalıklarında ses kısıklığı ve ses değişikliği, nefes alma ve solunum problemlerine eşlik eden konuşma güçlüğü, sürekli tekrarlayan kulak ağrısı, işitme problemleri, çiğneme ve yutkunma problemleri, şişlikler ve ele gelen kitleler, iyileşmeyen yaralar ve ağrılı yakınmalar görülebilmektedir.
Baş ve boyun cerrahi çalışmaları oldukça geniş bir kapsama sahip olduğu için, gerçekleştirilen uygulamaların prosedürleri de farklıdır. Çeşitli anestezi yöntemleri kullanılabileceği gibi, her hastalık özelinde değişen iyileşme süreleri ve komplikasyon riskleri bulunmaktadır. Baş ve boyun cerrahisinde, ameliyatlar çoğunlukla kapalı yöntemlerle gerçekleştirilir. Bu şekilde hastanın hayat kalitesini minimum oranda düşürerek hastanın ihtiyaç duyduğu tedavi gerçekleştirilir. Bazı hastalıkların tedavisinde cerrahi süreç tedavi planının bir parçası olmaktadır, bazı durumlarda ise cerrahi operasyonla tedavi gerçekleşebilir.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.