
EPİLEPSİ NEDİR?
Beyin elektrokimyasal titreşimlerle nöronlar veya alıcı ya da efektör başka hücreler arasında bilgi aktarımı yaparak çalışır. Bu aktarım kimyasal yüklemeler ve elektrik titreşimleriyle gerçekleştirilir. Yani beynimiz elektro kimyasal bir organdır ve her insanın beyninde bir elektrik aktivitesi vardır. İşte epilepsisi olan kişilerde bu elektrik aktivitesi daha fazla ortaya çıkar. Bunu bir elektrik bombardımanı gibi düşünebiliriz. Beynimizin üst tabakasında birçok girinti ve çıkıntı bulunur ve hepsinin bir işlevi vardır. Aşırı elektriklenmenin oluştuğu bölge ve o bölgenin sorumlu olduğu işlemlere bağlı olarak ortaya çıkan ve birbirinden farklı şekilde seyreden çok sayıda nöbet görülür.
Epilepsi nöbetlerinin çok değişik çeşitleri, 40’ın üzerinde nöbet tipi tanımlanmıştır. Fakat, akılda tutulması gereken iki çeşit nöbet olduğudur. Birincisi, parsiyel epilepsi nöbeti olarak adlandırılır. Yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetlerdir. Birde beynin orta hat yapılarından kaynaklanan yaygın epilepsi nöbeti (jenarilize epilepsi) denilen epilepsi nöbetleri de vardır ve bunlar farklı belirtiler gösterir. Epilepsi, belirtiler grubu ve birtakım özelliklerin bir arada bulunduğu sendrom şeklinde de tanımlanabilir.
EPİLEPSİ (SARA) HASTALIĞI NEDENLERİ
Epilepsi, birçok nedene sahip olabilen ve her yaşta ortaya çıkabilen bir durumdur. Çoğunlukla çocukluk döneminde başlar. Beyni etkileyen her türlü hastalık epilepsi nöbetlerine neden olabilir.
- Anne karnında geçirilen enfeksiyonlar
- Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması
- Kafa travması
- Genetik ve metabolik hastalıklar
- Tümörler
- Gelişimsel beyin malformasyonları
- Menenjit gibi beyin enfeksiyonları epilepsiye yol açabilir.
EPİLEPSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Epilepsi beyindeki bir fonksiyon bozukluğu olduğundan, beynin etkilenen bölgesinin yürüttüğü işleve göre semptomlar farklılaşabilir. Bazı belirtiler şunlardır:
•Vücutta ani kasılmalar
•Kollarda ve bacaklarda kontrol edilemeyen sallantılar
•Şuur kaybı
•Seri şekilde baş sallama hareketi
•Kısa bir süre seslere veya konuşmalara yanıt verememe
•Sabit bir noktaya bakmak
•Hızlı göz kırpmak
•Korku, anksiyete ya da deja vu (o anı önce yaşamış gibi hissetme) gibi psikolojik semptomlar
Nöbet Öncesi Belirtiler (Aura’lar):
Nöbet, beynin küçük bir bölgesinden başlıyorsa, kişi nöbetin başlangıcında bazı belirtiler yaşayabilir. Buna "aura" denir. Bu belirtiler, beynin hangi alanın anormal elektriksel aktiviteyle ilintili olduğunu gösterir.
•Uyuşma
•Görme veya duyma değişikliği
•Hoş olmayan kokular alma
•Mide bulantısı ya da midede baskı hissi
•Ani korku hissi
EPİLEPSİ TANISI NASIL KONUR?
Epilepsi tanısı koymak için nöbet şeklinin iyi tarif edilmesi gerekir. Bu nedenle nöbeti gören kişilere ihtiyaç duyulur. Hastalık çocuk veya erişkin nörologları tarafından takip edilir. Hastaya tanı koymak için EEG, MR, bilgisayarlı tomografi ve PET gibi tetkikler istenebilir. Kan analizlerini içeren laboratuvar testleri, epilepsi belirtilerinin bir enfeksiyon yada metabolik bir bozukluk nedeniyle ortaya çıktığı düşünülmesi halinde fayda sağlayabilir.
Elektroensefalografi (EEG), epilepsi tanısı için oldukça önemli bir tetkiktir. Bu test sırasında kafatasına yerleştirilen çeşitli elektrotlar sayesinde beyinde meydana gelen elektriksel aktiviteler kayıt altına alınabilir. Bu elektriksel aktiviteler hekim tarafından yorumlanır. Normalden farklı olağan dışı aktivitelerin tespit edilmesi bu kişilerde epilepsi hastalığının varlığına işaret edebilir.
Bilgisayarlı tomografiler (CT), kafatasının kesitsel şekilde görüntülenmesi ve incelenmesini sağlayan radyolojik tetkiktir. CT sayesinde hekimler beyni kesitsel olarak inceler ve nöbet gelişimine neden olabilecek kist, tümör ya da kanama alanlarının tespit edilmesini gerçekleştirir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), beyin dokusunun ayrıntılı olarak incelenmesini sağlayan ve epilepsi tanısında faydalı bir diğer önemli radyolojik tetkiktir. MRT ile birlikte beynin çeşitli bölgelerinde epilepsi gelişimine neden olabilecek anormallikler tespit edilebilir.
EPİLEPSİ TEDAVİSİ
Epilepsi, mutlaka doktora gidilmesi ve doktor gerekli gördüğü sürece takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Epilepsi, yaşam süresince devam edecek şeklinde algılanmamalıdır. Epilepsinin bazı türleri belli yaşlardan sonra tamamen düzelebilir ve ilaç kullanılmasına gerek kalmayabilir. Fakat, bu durum hassasiyetini korur ve ilaç tedavisinin bırakılmasını sadece hastanın doktoru karar verir. Nöbetler tekrarlayabilir ve beynin oksijensiz kalması bazı sorunlara neden olabilir. Her nöbet bir sonraki nöbeti tetikleyebilir. Tedavi edilmeyen küçük nöbet tipleri daha büyük nöbetlerin ortaya çıkmasına yol açar.
Epilepsi nöbetleri merdivenden düşme, sokakta olur ise trafik kazaları riskleri, suda boğulma, düşmeler esnasında ağır ya da hafif darbeler, yaralanmalar, gören çocukların ya da insanların korkması ve paniklemesi ve benzeri tehlikeler içerir. Bu nedenle epilepsi nöbeti geçiren hastaya hemen müdahale edilmesi gereklidir. Epilepsi tedavisinde en önemli tedavi ilaç tedavisidir. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar beyin hücrelerinin aşırı uyarılmasına baskı yaparak nöbetleri engeller. Bu ilaç tedavisi her gün önerilen dozda ve saatlerde düzenli bir şekilde kullanılmalıdır. Epilepsi tedavisi düzenli olarak uygulandığında da nöbetler olabilir. Epilepsi tedavisi hiçbir hastada yüzde yüz koruyuculuğa sahip değildir.
Araştırmalara göre uygun tedavi şartlarında hastaların % 60’ında nöbetler tamamen kaybolur iken, % 20’sinde tedavinin en iyi şekilde uygulanmasına rağmen nöbetler devam eder. İlaçlar ile tedavi edilemeyen epilepsi hastalarında cerrahi tedavi uygulanabilir. Epilepsi cerrahisi bu konuda uzmanlaşmış tıp merkezlerinde yapılır. Ameliyat esnasında nöbetlere neden olan beyin bölgesi çok incelikli bir şekilde alınır. Cerrahi tedaviden sonra hastaların % 90’ı önemli derecede düzelme gösterir.
EPİLEPSİ NÖBETİ GEÇİREN BİR KİŞİ GÖRDÜĞÜMÜZDE NE YAPMALIYIZ?
Bazen epilepsi nöbetlerinde öncü belirtiler gözlemlenebilir. Öncü belirtisi olan hasta zaten kendini korunaklı bir yere alacak, tehlikeli alanlardan uzaklaşacaktır. Ama öncü belirtisi olmayan kişi nöbet geçirdiği anda hastanın bilinçsizce yaptığı hareketler kendine zarar verebilir. Örneğin bir merdiven kenarında, pencerede ya da ateşe yakın bir yerde nöbet geçirebilir. Bu durumda hastayı, çok fazla zor kullanmadan bölgeden uzaklaştırmaya çalışmalıyız. Büyük kasılmalı çırpınmalı bir nöbet geçiriyorsa, yere düşme tehlikesine karşı halı, koltuk gibi daha güvenli bir alana doğru taşıyabiliriz. Böylece hastanın başını bir yere çarpmasını önleyebiliriz. Böyle bir tehlikeyi bertaraf ettikten sonra nöbet sırasında hastanın ağzı açıksa yumuşak bir materyali ağzının kenarına doğru yerleştirebiliriz. Hastanın başını sağa ya da sola çevirip, dilini ısırmasını önlemek için ağzının kenarına battaniye, kumaş parçası..vb yerleştirilebilir. Asla ağzını elinizle açmaya çalışmayın, hasta farkında olmadan parmaklarınızı ısırabilir. Nöbet boyunca hastanın kol bacak hareketlerine müdahale etmeyin. Böyle müdahaleler, kol ve bacaklarda kırık çıkıklara sebep olabilir. Hasta yakınlarının nöbet sırasında süre tutması çok önemli. Hasta kafasını çarpmazsa, nöbet 5 dakikadan kısa sürerse ve önce geçirdiği nöbetlere benziyorsa hastaneye getirilmesine dahi gerek olmayabilir. Ancak 5 dakikadan uzun süren nöbetlerde ya da hasta başını çarparsa veya düştüyse mutlaka bir uzman tarafından kontrol edilmelidir.
EPİLEPSİ NÖBETİ GEÇİREN BİR KİŞİDE NE YAPMAMALIYIZ?
Halk arasında epilepsi krizi geçiren birine yardım amacıyla sıklıkla soğan koklatılır. Ancak bu hastaya hiçbir fayda sağlamaz.
Kriz sırasında hastanın ağzı kapandıysa açmaya çalışmak, hastanın dişlerinin kırılmasına yol açabilir. Genellikle hastanın dilini ısırmasını engellemek için yapılan bu müdahale de hasta açısından zararlı bir eyleme dönüşebilir. Hasta dilini ısırıp kanatsa da kanama bir süre sonra duracaktır. Böyle durumlarda en doğru müdahale, hasta ağzını kapamadıysa, başını sağa ya da sola çevirerek, ağzının üst kısmına battaniye kenarı ya da paltonun bir kısmı gibi yumuşak bir materyal yerleştirmektir.
Kriz sırasında hastanın hareketlerini engellemeye çalışmak da kol ve bacaklarının kırılmasına sebep olacağı için tehlikelidir.
Son olarak nöbet anında hastaya yemek yedirmeye veya su içirmeye çalışmak da tehlikeli olacaktır.