Prostat kanseri ülkemizde ve dünyada en sık görülen kanser türleri içerisinde yer alır. Her 10 erkekten 4’ü hayatının bir döneminde prostat kanserine yakalanma riski taşımaktadır. Erken tanı ve doğru bir tedavi planlamasıyla tedavi başarı oranı yüksek bir hastalıktır. Prostat kanseri tedavisinde son yıllarda oldukça sık başvurulan High Intensity Focused Ultrasound- Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason Dalgaları yani HIFU yöntemi ile prostat kanseri cerrahi müdahale uygulanmadan tedavi edilebilir. Nokta atışı olarak tabir edilen ve yüksek güven düzeyi sağlayan HIFU yönteminde prostatın sadece hasta olan kısmı tedavi edilerek sağlıklı dokular başarılı şekilde korunmaktadır. Geleneksel prostat kanseri tedavisi yöntemlerinde görülen cinsel fonksiyon kaybı ve idrar kontrolü kaybı benzeri riskler HIFU yöntemi ile tamamen ortadan kaldırılabilir.
HIFU (High Intensity Focused Ultrasound)
HIFU geleneksel prostat kanseri ameliyatı, radyoterapi gibi yöntemlere kıyasla oldukça fazla avantaj sağlayan bir yöntemdir. Ortalama olarak 1-2 saat civarında süren işlem kanserli dokunun büyüklüğüne göre daha uzun veya daha kısa sürede tamamlanabilir. Özellikle kanserin ilk evrelerinde olan, küçük ve lokalize kanserli doku saptanan hastalarda HIFU tedavisi ile oldukça başarılı sonuçlar alınabilir. İdrar kaçırma sorunu yaşamak istemeyen ve cinsel yönden aktif olan genç hastalarda da HIFU yönteminin uygulanması tavsiye edilir. Yaş veya genel sağlık durumu nedeniyle prostat kanseri ameliyatına uygun durumda olmayan hastalarda da HIFU yöntemi kullanılabilir. HIFU yöntemi hafif dozda anestezi verilerek makattan içeri bir prob yardımıyla girilmesi ile uygulanmaktadır. Yüksek güçteki ultrason dalgalarının gönderilmesi ve kanserli hücrelerin tahrip edilmesi ile tedavi tamamlanmaktadır.
HIFU Yönteminin Sağladığı Avantajları Nelerdir?
HIFU tedavisinin ardından hastalar 1 gün hastanede kalmalarının taburcu edilebilir. HIFU yönteminin komplikasyon riski düşüktür ve ağrısız uygulama imkanı sağlamaktadır. Anestezi almaya uygun durumda olmayan ileri yaş hastalarda da güvenilir şekilde uygulanabilen yöntemde çevre organ ve dokular başarılı şekilde korunabilir. HIFU tedavisinin ardından hastalığın nüksetmesi durumunda açık veya kapalı cerrahi, radyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulanmasında herhangi bir sorun yaşanmaz.