Miyelit ve Diğer Demyelinizan Hastalıkların Tanı ve Tedavisi

Miyelit hastalığı omurilikte gerçekleşen iltihaplı bir hastalıktır ve nöroloji kapsamında tedavi edilmektedir. Miyelit gerçekleşirken omurilik geneline yayılabilir ya da yalnızca boyun ve sırt kısımlarında görülebilir. Transvers Miyelit olarak isimlendirilen Miyelit türü ise, omurilikte yatay şekilde konumlanan iltihaplı hastalıklardır. Transvers Miyelit hastalığında kısmi bir iltihaplı durum söz konusu olduğu takdirde bu durum parsiyel yani kısmi Miyelit olarak isimlendirilmektedir. 

Miyelit Oluşum Nedenleri Nelerdir?

Miyelit oluşumunda iltihaplı gelişimlerin etkisi büyüktür. Bu iltihaplı problemler mikroplu ya da mikropsuz olarak ortaya çıkabilir. Mikroplu gelişen iltihaplarda iltihabın oluşumunda etkili olan neden viral enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonlar da çeşitli virüsler neticesinde ortaya çıkabilir. Aynı zamanda miyelite sebep olan bazı mantar ve bakteri türleri de bulunmaktadır. Mikroplu olarak gelişen Miyelit türlerinin yanı sıra mikropsuz gelişen miyelit hastalıkları da bulunmaktadır ve bu tip gelişen miyelitler mikropsuz miyelit olarak teşhis edilmektedir. Bu tip miyelitlerde nörolojik muayene ve tetkikler esnasında mikroplu gelişimlere rastlanmasa dahi kişinin daha önce geçirdiği mikroplu rahatsızlıklar sonucu bağışıklık sisteminin etkilenmesiyle miyelit gelişmiş olabilir. 

Miyelit Belirtileri Nelerdir?

Miyelit omurilik bölgesinde hangi noktada ortaya çıktığına göre farklı belirtiler ortaya koyabilir. Miyelit hastalığının en sık görüldüğü bölgelerden biri olan sırt yani torakal, dorsal bölgede iltihaplı gelişim görüldüğünde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır:

• Bacaklarda ortaya çıkan hissizlik, uyuşma ve güç kaybı problemleri
• Yürüme güçlüğü, kontrolsüz hareketler ve hareketlerde kısıtlanma
• Tuvalet kontrolünün kaybolması 
• Göğüs ve karın bölgesinde meydana gelen sıkışmalar
• Yanma ve ağrı gibi bölgesel hisler 

Miyelit hastalığı sırt yerine boyun yani servikal bölgede ortaya çıkarsa aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır: 

• Kolda hissizlik, uyuşma ve güç kaybı
• Kol bölgesinde kontrol zorluğu ve hareketlerde kısıtlanma 
• Elde ve parmaklarda tutuş gücünün azalması 
• Ağrılı yakınmalar 

Miyelit Tanı Süreci 

Miyelit hastalığında tanı süreci fiziksel muayene, nörolojik muayene ve bilgi alışverişi ile devam eder. İlk aşamada bu adımların sunduğu bilgiler ışığında farklı tetkik ihtiyaçları doğacaktır. Özellikle iltihaplı yapıların oluşup oluşmadığı, oluştuysa nerede ortaya çıktığı miyelit tedavisinin şekillenmesi açısından oldukça önemlidir. Bu sebeple ilk adım muayenelerinin ardından manyetik rezonans yani MR görüntülemesi, serum üzerinden antikor analizleri, görsel uyandırılmış potansiyel yani VEP incelemesi, beyin ve omurilik sıvılarının detaylı analizi gibi farklı tetkiklere ihtiyaç duyulabilir. 

Miyelit hastalığında tanı süreci oldukça önemlidir. Bu süreçte miyelit hastalığının mikroplu türü mü mikropsuz türü mü var olduğu net bir şekilde tespit edilmelidir. İltihaplı yapıyı oluşturan unsurların analiz edilmesi, kullanılacak ilaç ve tedavi sürecini doğrudan etkileyecektir. Dolayısıyla tanı aşamasının titizlikle sürdürülmesi, negatif sonuçlar ortaya çıkmadan iltihaplı yapının nerede ve hangi boyutta olduğunun tespit edilip tedavi altına alınması gerekmektedir. Bu kapsamda miyelit hastalığında hastanın kişisel özellikleri ve yaşadığı problemin boyutuna göre farklı tedavi seçenekleri üzerinden ilerlenebilir. 

Miyelit Hastalığında Tedavi Süreci 

Miyelit hastalığında mikrop üzerinden gelişen bir problem söz konusu ise öncelikle enfeksiyonlu yapıların tedavisi gereklidir. Bu noktada miyelit gelişimini tetikleyen mikrop karakterinin bulunması ve bu mikrop karakteri özelinde tedavi uygulamalarına başvurulması gerekmektedir. Bu sebeple hastalığın virüs temelli mi, bakteri temelli mi oluşu, kullanılacak ilaçların seçilmesi açısından önemlidir. Çünkü her bir grup farklı ilaç uygulamalarıyla tedavi edilmektedir. Miyelit tedavisinde bu tanının konulmasının ardından günlük olarak ilaçların enjekte edildiği serumlarla tedavi süreci gerçekleştirilmektedir. 

Miyelit gelişiminde mikroba rastlanmaz ise tedavi süreci kortizon tedavisi olarak sürdürülmektedir. Kortizon tedavisi damar enjeksiyonu şeklinde gerçekleştirilir. Eğer hasta kortizon tedavisine yanıt vermezse plazma değişim tedavisine başlanabilir. Miyelit oluşumunda farklı hastalıkların etkisi varsa bu hastalıkların kontrol altına alınması ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Tedavi süreci tamamen kişinin yaşadığı mevcut problemler üzerinden şekillenecektir bu sebeple tanı sürecinin titizlikle yürütülmesi şarttır.