Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Myastenia Gravis hastalığı bazı kas gruplarında hızlı yorulma ile kendisini gösteren, sinir- kas sistemi temelli gerçekleşen nörolojik bir hastalıktır. Myastenia Gravis hastalığının temelinde yatan durum, vücut iskelet kaslarında güçsüzlük olarak ifade edilebilir. Otoimmün hastalıklar kategorisinde değerlendirilebilen Myastenia Gravis hastalığı, sinir sistemi aracılığı ile uyarılan kasların bu iletim sürecinden mahrum kalması ile gerçekleşmektedir.
Vücudumuzda sinir sistemi, beyin ile vücudun her noktası arasında iletişim kanalı oluşturur. Tüm iletim aktivitelerinin beyinden çıkarak vücuttaki bölgelere iletilmesi ve bu bölgelerden beyne geri iletişim sağlanması sinir sistemi aktiviteleri ile gerçekleşmektedir. Sinir sistemi üzerinde bu iletilerin taşınmasından sorumlu olan reseptörler zarar gördüğünde, iletim gerçekleşmez ve Myastenia Gravis hastalığı ortaya çıkar. Myastenia Gravis hastalığının oluşumundaki bu süreçte, reseptörlere zarar verenler ile vücuttaki zararlı maddelerle savaşması gereken antikorlardır. Antikorlar bağışıklık sistemi tarafından üretilmektedir ve bazı durumlarda sinir kas düzeyinde kas kasılma işlevini yerine getiren sistemi tıkayabilir ve zarar verebilirler. Bu noktada Myastenia Gravis oluşur ve vücudun farklı bölgelerinde kendisini gösterir. Hastalığında tetiklenmesinde aşırı fiziksel aktivitelerin, solunum yolu enfeksiyon problemlerinin, stresin ve uyku bozukluklarının etkisi bulunmaktadır.
Myastenia Gravis hastalığı direkt olarak kaslar üzerinde belirtiler göstermektedir. Dolayısıyla öncelikli belirtileri arasında kas güçsüzlükleri gösterilmektedir. Bu kaç güçsüzlükleri hareket halinde daha şiddetli hissedilebilir ve aktiviteyle orantılı olarak daima artışla takip eder. Ancak dinlenme aşamasına geçildiği takdirde kas ağrılarında hafifleme ortaya çıkmaktadır. Myastenia Gravis hastalığında belirtilerin en sık görüldüğü bölgeler yüzde göz, göz kapakları ve ağız çevresi, dil, çiğneme ve yutma kasları, boyun bölgesi ve bacaklar olarak gösterilebilir. Bu bölgelerde ortaya çıkan negatif etkiler neticesinde yüz ifadelerinin gösterilmesinde, konuşmada, yutma ve çiğnemede, nefes almada ve bacak hareketlerinde problemler ortaya çıkabilir. Hastalar saç tarama, makyaj ve tıraş gibi günlük faaliyetleri gerçekleştirirken zorlanabilir. Hastalığın diğer belirtileri arasında göz kaslarında zayıflık, göz kapaklarında düşüş görülmesi, diplopi yani bulanık veya çift görme problemleri gösterilebilir.
Myastenia Gravis hastalığı tanı uygulamaları henüz ilk evrelerinde keşfedilmesi güç olabilir. Başlangıç dönemi Myastenia Gravis hastalığında hafif kas güçlükleri görülebilir ve bu kas problemleri ilk etapta dikkate alınmayabilir. Kas problemleri ağrılı yakınmalarla kendini daha şiddetli göstermeye başladığında hastalar bu ağrıyı ortadan kaldırmaya yönelik seçeneklere yönelebilirler. Ancak bu tip problemlerde kişisel olarak yaşanan durumu hafife almak ya da ağrıyı azaltmaya yönelik seçenekler tercih etmek çok da doğru sayılmamaktadır. Hasta doktora başvurduğu andan itibaren fiziksel muayene, bilgi alışverişi ve nörolojik muayene gerçekleşmektedir. Myastenia Gravis hastalığının kendisini en çok gösterdiği göz ve çevresinde incelemeler yapmak, kas reaksiyonlarını detaylı analiz etmek gerekmektedir. Nörolojik olarak yapılan muayene uygulamalarının ardından şüphe oluştuğu takdirde ek tetkik ihtiyacı doğacaktır.
Myastenia Gravis hastalığında ek tetkikler arasında sinir iletim testleri büyük yer tutmaktadır. Ayrıca EMG çekilmesi hastalığın ortaya çıkarılmasında ciddi bilgiler sunabilir. Bunun dışında buz testi, kan testi, ilaç testi gibi yöntemlerden yararlanılabilir. Son olarak bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri hastalığın aydınlatılmasında etkili olabilir.
Myastenia Gravis hastalığında tedavi uygulamaları ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi üzerinden ilerleyebilir. İlaç tedavisi ile arzulanan antikorların kas-sinir düzlemi üzerinde yol açtığı tıkanıklık ve deformasyonu ortadan kaldırmaktır. Ancak ek etkilerin ortadan kaldırılması kapsamında hasta özelinde farklı ilaç uygulamalarına başvurulabilir. İlaç uygulamalarına ek olarak bağışıklık sistemine etkisi olan kortizon tipi uygulamalar da tercih edilebilir.
Cerrahi yöntem ise Timektomi olarak isimlendirilen, timus bezi ve çevresinde hastalığın oluşmasını tetikleyen dokunun çıkarılması yöntemidir. Bu cerrahi operasyonla birlikte bağışıklık sisteminin dengelenmesi amaçlanır ve bu şekilde antikorların gösterdiği zararlı aktivite durdurulmaya çalışılır.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.