
Erkeklerde Testosteron Yetersizliği Tedavisi
Erkeklerde her yaşta görülebilen testosteron yetersizliği cinsel, psikolojik ve metabolik sorunlara yol açabilmektedir. Hastalık bu konuda uzmanlaşan hekimler tarafından tedavi edilmelidir.
Testosteron yetersizliği çeşitli semptomlarla kendini belli etmektedir. Kan testlerinde biyokimyasal olarak serum testosteron seviyeleri alt sınırın altında olduğu durumlarda hastalarda; seksüel olarak (azalmış Libido, erektil disfonksiyon, orgazm bozuklukları); psikolojik semptomlar olarak (halsizlik, yorgunluk, depresif duygu durumu, azalmış motivasyon); metabolik olarak (azalmış kas kitlesi, kemik dansitesinde azalma v.b) birlikteliğinde oluşan klinik sendroma Testosteron Yetersizliği denilmektedir”
Testosteron Yetersizliği Farklı Rahatsızlıklara Neden Olabilir.
Testis ve Adrenal bezlerden salgılanan androjenler erkek üreme ve cinsel işlevlerin gelişimi ve sürdürülebilmesi için hayati öneme sahiptir. Gebelikte erken dönemlerde androjen seviyelerinde azalma erkek üreme sisteminde konjenital anomalilere ve cinsel gelişim bozukluklarına yol açmaktadır. Testosteron üreme sistemine ait organların gelişmesinin yanında puberte başlangıcı, fertilite, cinsel işlevler, kas oluşumu, vücut kompozisyonu, kemik mineralizasyonu, yağ metabolizması ve bilişsel fonksiyonların sağlığı için de gereklidir. Erkeklerde günlük 6 mg testosteron üretimi gerçekleşir. Bunun %95’i testislerden, %5’i adrenal dediğimiz böbrek üstü bezlerden üretilir. Testosteronun sadece %2’si serbest halde bulunur. %98’i proteinlere bağlı olarak vücutta taşınır. Serbest testosteron biyolojik olarak aktif kısmı oluşturur. Kan testlerinde biyokimyasal olarak serum testosteron seviyeleri alt sınırın altında olduğu durumlarda hastalarda; seksüel olarak (azalmış Libido, erektil disfonksiyon, orgazm bozuklukları); psikolojik semptomlar olarak (halsizlik, yorgunluk, depresif duygu durumu, azalmış motivasyon); metabolik olarak (azalmış kas kitlesi, kemik dansitesinde azalma v.b) birlikteliğinde oluşan klinik sendroma testosteron yetersizliği denilmektedir.
Testosteron Yetersizliği Tanı ve Tedavisi Nasıldır?
Belirli kriterlere sahip hastalarda bir üroloji uzmanı ve bir endokrinoloji uzmanı eşliğinde gonadotropin ve testosteron replasman tedavileri yapılabilir. Kısa, orta ve uzun etkili, oral formda, jel formunda ve kas içine uygulanan ampül formunda testosteron preperatları mevcuttur. Testosteron tedavisi başlandıktan bir ay sonra libido düzelmeye başlar. 2-3 ay için de anemi ve psikolojik durumlar düzelir. 6 ay içerisinde ereksiyon problemleri düzelmeye başlar. 9'uncu aydan itibaren kemik yoğunluğunda düzelme başlar.
Testosteron yetersizliği, yukarıda saydığımız semptomlarla gelen hastalarda düşünülmesi gereken bir durumdur. Sabah saatlerinde (saat 7-10 arasında) en az iki kez kan testosteron seviyelerine bakılması gereklidir. Şüpheli durumlarda kemik yoğunluğu ölçümünden, hipofiz manyetik rezonans görüntülemeye kadar ileri tetkiklerin yapılması ve sorunun nedeninin aydınlığa kavuşturulması gereklidir. Özetle testosteron tedavisi libido, ereksiyon kalitesi ve diğer seksüel semptomları düzeltmektedir.
Testosteron Yetersizliği 3 ana başlık altında toplanabilir.
1 Primer Testosteron Yetersizliği
Bu klinik durumda testis dokularında bir hasarlanma söz konusudur. Geçirilmiş enfeksiyonlar, çocuklukta geçirilmiş kabakulak orşiti, testislerin radyasyona, kemoterapiye, ilaç toksisitesine maruz kalması, inmemiş testis, testis torsiyonu, varikosel ve sebebi bilinmeyen nedenler testis dokusunda hasar oluşturmuş ve testosteron üretimi azalmıştır. Kan testosteron seviyeleri düşük olduğu için, testisleri uyaran FSH ve LH hormonları daha çok salgılanır. Bu yüzden bu duruma Hipergonadotropik Hipogonadizm adı verilir.
2 Sekonder Testosteron Yetersizliği
Bu durumda beyindeki hipotalamus ve hipofiz seviyesinde bir defekt vardır. GNRH, FSH ve LH hormonlarının salınması ve taşınmasında bozukluk söz konusudur. Testisler FSH ve LH tarafından yeterince uyarılamadığı için Testosteron az üretilir.
En sık sebebi prolaktinomadır. Diğer sebepler ilaçlar, travmalar, radyasyon, kemoterapi, hipofiz tümörleri ve sistemik hastalıklardır.
Gebeliğin ilk 14'üncü haftasında testosteron varlığı cinsiyet gelişimi için hayati önem arz eder. Bu nedenle hipogonadizm gebelikte oluşursa Hipospadias’tan, Dişi Eksternal Genitalya’ya kadar değişen klinik tablolar oluşabilir. Bazen Puberte’ye kadar bu bozukluk anlaşılamayabilir. Prepubertal dönemde gelişen hipogonadizmde testis boyutlarında küçülme, inmemiş testis, jinekomasti, ince ses, seyrek kıllanma, infertilite, düşük kemik yoğunluğu, cinsel aktivite ve istekte azalma kendini gösterir.
3 Geç Başlangıçlı Testosteron Yetersizliği
Puberte ve genç erişkinlikte sekonder seks karakterleri( koltukaltı, pubik kıllanması) normal olan erkeklerde erişkin dönemde başlayan hipogonadizmdir. Fonksiyonel hipogonadizm olarak da adlandırılır.
Yapılan çalışmalarda 30’lu yaşlardan itibaren her yıl serum testosteron seviyelerinde %0.4'lük bir azalma olduğu gösterilmiştir. Obezite ve eşlik eden hastalıklarda bu oran daha da artabilir. Sessiz, sinsi ve yavaş seyreden bir durumdur. Yaşa bağlı testislerde leyding hücre kaybı ve GNRH hormonu salınımı azalmıştır. Testosteron yetersizliğinde en sık ve en önemli semptom Libido azalmasıdır. Cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, güçsüzlük düşük, depresif duygu durumu mevcuttur.