Serebral Palsi

Serebral Palsi hastalığı temelde beyin hasarı ile kendisini gösteren nörolojik bir hastalıktır. Serebral Palsi oluştuktan sonra ortaya çıkan problemler ve tedavi yöntemleri hastalığın boyutuna göre değişkenlik göstermektedir. Kas problemleri başta olmak üzere hareket problemleri ile beraber gelişmektedir. Çeşitli enfeksiyonlar ve solunum problemleri başta olmak üzere beyinde gerçekleşen travmalar neticesinde meydana gelebilir. Hareket bozuklukları ile kendisini gösteren Serebral Palsi hastalığı ileri seviyelerde hareket etmeyi tamamen ortadan kaldıracak eklem problemleri açığa çıkarabilir. Henüz net bir tedavi yöntemi bulunmayan Serebral Palsi hastalığında hastanın yaşadığı negatif etkileri minimuma indirmek ve hastalığı kontrol altında tutmak amacıyla bazı yöntemlere başvurulmaktadır. Hastanın hayat kalitesini iyi bir seviyede tutmak amacıyla çok sayıda tedavi yöntemi üzerinde kombine bir şekilde ilerlenebilir. 

Serebral Palsi hastalığı halk arasında daha çok beyin felci olarak bilinmektedir. Beyin felci gerçekleştikten sonra beynin gerçekleştirdiği fonksiyonlarda bozulma meydana gelmektedir. Beyin vücut ilişkisi gereği beyinde gerçekleşen bu felç durumu tüm vücudu etkiler ve vücut fonksiyonlarının kullanılamaz hale gelmesiyle sonuçlanır. Vücuttaki birçok sistem işlev kaybı yaşayabilir ve günlük aktivitelerin gerçekleştirilmesi dahi imkansız hale gelebilir. Bu bağlamda Serebral Palsi durumunu beyin felci sonucu ortaya çıkan tepkiler olarak değerlendirmek mümkündür. Çok sayıda farklı Serebral Palsi türü bulunmaktadır. 

Serebral Palsi Nedenleri Nelerdir?

Serebral Palsi nadir görülen bir durumdur ve altında çok sayıda faktör olabilir. Genetik faktörler başta olmak üzere doğum sorunları, erken doğum, travmalar, annenin çok genç ya da yaşlı olması, düşük doğum, uzamış doğum ve enfeksiyonlar üzerinden gelişebilir. Serebral Palsi’nin doğum sonrası geliştiği durumlar ise sarılık, beyin travmaları ve kanamaları, son olarak enfeksiyonlardır. 

Serebral Palsi Belirtileri Nelerdir?

Serebral Palsi öncelikle sert kaslar ve kasılmalarla kendini gösterir. Vücudun belli noktalarında gerçekleşen hareket problemleri, kontrol ve fonksiyon kaybı ortaya çıkabilir. Koordinasyon kaybı yaşamak, refleksler sergileyememek, denge problemleri, motor becerilerde yavaşlama gibi problemler de görülebilir. Son olarak konuşma zorlukları, yutma, çiğneme ve emme güçlüğü ve bunu takip eden salya akıtma problemleri Serebral Palsi belirtileri arasında gösterilmektedir. 

Serebral Palsi Tanı ve Tedavi Süreci

Serebral Palsi tanı sürecinde net teşhis zaman alabilir. Henüz doğum sonrasında bebeğin gerçekleştirdiği aktiviteler üzerinden Serebral Palsi teşhisi koymak güç olabilir. Ancak hastalık ortaya şiddetli bir şekilde çıktığında hastalık net olarak anlaşılabilir. Hafif seyreden Serebral Palsi durumlarında da kısa süre içinde tanı mümkün olacaktır. Serebral Palsi doğrudan görüşme ve fiziksel muayene ile tanısı yapılabilen bir durum kapsamaktadır. Serebral Palsi için özel bir tetkik ihtiyacı bulunmamaktadır. 

Serebral Palsi tedavi sürecinde izlenen kesin ve net bir yol yoktur. Serebral Palsi hastalığının tedavisi ortaya çıkan durumu kontrol altında tutmak ve hastanın hayat kalitesini yüksek tutmak üzerine kurgulanmaktadır. Oluşan negatif semptomlar neticesinde bu semptomları yok edecek tedavi uygulamalarının yanı sıra fiziksel gücü yükseltmeye ve sosyal becerileri geliştirmeye odaklanılmaktadır. Bu kapsamda Nöroloji Pediatrisi’nden faydalanılmaktadır. Ayrıca Serebral Palsi tanısı koyulmuş hastalarda ortopedi ve fizyoterapi çalışmaları yapılmaktadır. Bu kapsamda vücudun kas iskelet sistemini korumaya odaklanılır. Aynı zamanda kasların güçlü tutulması ve yürüme problemlerinin minimuma indirilmesi amaçlanır. 

Serebral Palsi konuşma problemlerine de yol açtığı için dil ve konuşma terapisi ile süreç desteklenmektedir. Serebral Palsi hastalığıyla mücadele eden hastaların eğitimleri de özel şartlarda gerçekleştirilebilir ve sosyal becerilerini korumaya yardımcı olacakları eğitim süreçleri planlanabilir. Duyu bütünleme çalışmaları ve çok sayıda farklı terapi ile tedavi süreci desteklenebilir.