Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Yeme bozuklukları, fizyolojik problemlerden kaynaklanabileceği gibi psikolojik faktörler üzerinden de gelişebilir. Bireysel olarak farklı algılama şekilleri ve sosyal problemlerin bu psikolojik faktörlerin oluşumunda etkisi büyüktür. Çoğunlukla psikolojik travmalar üzerinden doğan bu problemler, kendilerini yeme bozukluğu olarak gösterebilir ve hastanın hayat kalitesini düşürecek problemler oluşturabilir.
Yeme bozukluklarının ardında çoğunlukla sosyal nedenlerden kaynaklanan estetik kaygısı problemleri bulunmaktadır. Kendilerini yanlış düşünceler üzerinden şartlayan hastalar, aynaya baktıklarında kendilerini olduklarından daha farklı görebilirler. Estetik kaygılar üzerinden gelişen bu durum kişinin ekstrem durumları gayet normalmiş gibi yaşamasına neden olabilir. Böylece yeme bozuklukları ve buna bağlı olarak aşırı zayıflık veya yüksek kilo problemleri doğar. İleri seviye yeme bozukluklarında tüm vücut sistemlerinin etkilenmesi ve hayati tehlike ortaya çıkması mümkündür. Çünkü beslenme alışkanlıkları herkes için sağlıklı olmasının koşullarından biridir. Büyümek, gelişmek, hayatta kalmak için enerji ihtiyacımızı karşılamalıyız ve bunu da besinleri tüketerek yapabiliriz. Besin değeri yüksek gıdaların tüketilmesi ile sağlıklı bir hayat sürmek mümkündür ancak yeme bozukluğu geliştiğinde hastalar hayatta kalacak kadar ya da tıkanırcasına yiyecek kadar gıda tüketebilir.
Yeme bozukluğu psikolojik bir problem olarak değerlendirilmelidir, hastalık olarak görülerek tanı ve tedavi sürecinde iyileştirilmelidir. Her ne kadar yeme bozukluğu ile mücadele eden kişilerin kendileri bu süreci oluşumunda rol oynasalar da yaşadıkları problemin sebebi direkt olarak kendileri değildir. Daha doğrusu bu tercih edilmez, buna eğilimi olan insanlar yeme bozuklukları ile karşı karşıya kalabilirler.
Yeme bozukluğu ile mücadele eden hastalarda çok sayıda belirti görülmektedir. Hastaların kilo almak ya da kilo vermek için düzenli ve sağlıklı beslenme, antrenman programları gibi konularda adım atmamaları, atsalar da başarılı bir şekilde bunu sürdürmemeleri görülmektedir. Bunların yerine sağlıksız adımlar atarak bu süreci devam ettirmeye çalışırlar. Kendilerine hissettikleri yetersizlik problemi neticesinde yeme alışkanlıkları tamamen değişebilir. Güzel olmamak, yakışıklı olmamak gibi motivasyon problemleri üzerinden yeme alışkanlıkları zarar görebilir. Bu tip durumlarda stres faktörünü bastırmak için yemek yeme artabilir, durdurulamayan kontrolsüz bir form kazanabilir. Yanı sıra minimum düzeyde gıda tüketerek yaşama devam edilebilir. Bu tip durumların tespit edilip tedavi planlaması ile iyileştirilmesi gerekmektedir.
Anoreksiya nervoza, yeme bozuklukları arasında en sık rastlanan hastalıklardan bir tanesidir. Anoreksiya nervoza probleminde kişi çok zayıf olsa bile ayna karşısında kendisini şişman olarak görebilir, onun için ufacık fazlalıklar bile büyük bir meseleye dönüşebilir ve ciddi zayıflık takıntısı ile yaşamını sürdürür. Oldukça sağlıksız sonuçlar ortaya çıkarabilen Anoreksiya nervoza hastalığı, hayati riskler teşkil etmektedir. Çünkü sağlıksız beslenmenin yanı sıra, şiddetli antrenmanlar yapan hastalar fizyolojik olarak ciddi şekilde etkilenebilirler. Anoreksiya nervoza hastalığında hastanın sürekli kilosunu kontrol etmesi, kilosunu sürekli aşağıya çekmesi gibi takıntılar söz konusudur.
Bulimiya nervoza hastalığında gıda tüketimi mevcut olsa dahi kilo almaktan aşırı derecede endişe duyma ile birlikte seyretmektedir. Hastalar aşırı miktarlarda gıda tüketebilirler ancak kilo almaya karşı korkuları neticesinde kendilerini kustururlar. Bu şekilde besin değerli anlamında vücutları yeterince beslenemez ve kilo kaybı yaşanabilir. Kusma problemi zamanla bir alışkanlığa dönüşerek kalıcı bir hal kazanabilir ve tedavi gerektirebilir. Kusma dışında şiddetli antrenmanlar da yaparak yediklerin yemeği bir an önce eritmek ve kilo almamak için ekstra efor sarf etmek isterler.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu ise aşırı miktarda gıda tüketimini oldukça kısa zamanlarda gerçekleştiren hastalarda görülmektedir. Bu hastalıkla mücadele eden kişiler doyma hissi gelmesine rağmen yemeye devam ederler ve aç olmadıkları zaman bile gıda tüketmek isterler. Gıda tüketiminin oldukça yoğun olmasından kaynaklı olarak pişmanlık ve mutsuzluk duyarlar ancak bu gıda tüketiminin durdurulması anlamına gelmez.
Yeme bozukluklarında tanı süreci çok hızlı gerçekleşmeyebilir çünkü hastalarda oluşan ağır sonuçlar ilk dönemlerde ortaya çıkmaz. Ancak zamanla yaşanan problemlerin sürekli tekrarlanması, hastalık şüphesini oluşturacaktır. Bu noktada hastalıkla mücadele eden kişilerin yaşadıkları problemi fark etmeleri zor olabilir, fark etseler dahi bunu bir psikolojik hastalık olarak algılamazlar. Dolayısıyla aileleri ve sevdikleri onları yönlendirebilir, farkındalık kazandırabilir ve sağlık kuruluşlarıyla buluşturabilir.
Yeme bozuklukları tedavisinde ortaya çıkan belirtiler şiddetli boyutta ise öncelikli olarak hastanın yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirmek amaçlanmaktadır. Bu kapsamda fizyolojik problemlerin tedavisi gerçekleştirilirken, bir yandan da psikolojik olarak yaşanan durum hakkında farkındalık çalışması yapılmaktadır. Hastanın ideal kilosuna gelmesi ve kilo kontrolü için tedavi planlaması yapılır ve psikoterapi ile süreç devam ettirilir. İhtiyaç duyulursa medikal tedaviden yararlanılabilir.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.