Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Gastrit mide iç zarının iltihaplanması durumudur. Mide suyu oldukça asidik etkilidir ve mide iç yüzeyi bu asidik sıvıdan korunmak için özel hücrelerinden ince bir mukus tabakası üretir. Çeşitli nedenler bu tabakaya saldırabilir ve gereğinden fazla mide asidi üretilmesine neden olabilir. Gastrit çoğu zaman mide ülserlerine de neden olan bakteriden kaynaklanmaktadır. Sigara ve aşırı alkol tüketimi, aspirin ve ibupropen gibi ilaçların uzun süreli kullanımı, zihinsel ve fiziksel stres, gıda alerjileri, besin zehirlenmeleri ya da bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine saldırması sonucu gastrit görülebilir. Gastrit akut ve kronik olmak üzere iki grupta incelenebilir. Bazı durumlarda gastrit ülser ve mide kanseri riskinde artışa neden olabilir. Bununla birlikte çoğu kişi için ciddi bir durum değildir ve tedavi ile hızla iyileşme sağlanır.
Gastrit belirtileri arasında mide bulantısı, üst karında yemek yeme ile daha da kötüleşen yanma hissi, kusma, mide ekşimesi, sürekli geğirme, yemek yedikten sonra karında doluluk hissi ve sırt ağrısı sayılabilir. Gastrit bazı durumlarda herhangi bir belirtiye neden olmamaktadır. Bu belirtiler bir haftadan uzun sürdüğünde kişi doktora başvurmalıdır.
Mide ülseri mide zarında veya onikiparmak bağırsağında doku kaybı ve yaraların oluşması durumudur. Mide suyu oldukça asidik etkilidir ve mide iç yüzeyi bu asidik sıvıdan korunmak için özel hücrelerinden ince bir mukus tabakası üretir. Çeşitli nedenlerle bu doku zarar gördüğünde dokularda kayıp ve yaralar ortaya çıkar. Aşırı tuz tüketimi, uzun süre aç kalmak, dengesiz beslenme, stres, uykusuzluk ve genetik faktörler ülsere neden olabilecek risk faktörleri arasında sayılabilir. Mide ülserleri tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara neden olabilir, yalnızca mideyi değil tüm sindirim sistemini etkileyen bir sorun haline gelebilir. Bu nedenle kişi ülserden şüpheleniyorsa doktora başvurmalıdır.
Mide reflüsü ile oldukça sık karşılaşılmaktadır, mide salgılarının yemek borusuna geri dönmesi durumudur. Mide iç yüzeyi, midenin asidik sıvısından korunmak için özel hücrelerinden ince bir mukus tabakası üretir. Ancak yemek borusunda böyle bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle midenin asidik içeriği ile temas ettiğinde hasar görebilir. Yemek borusunun alt ucunda özofagus sfinkteri adı verilen, besinlerin midenin içinde kalması ile görevli kapak bulunur. Bu kapağın sağlıklı çalışmayıp sık aralıklarla gevşemesi mide sıvısının yemek borusuna geri kaçmasına ve dolayısıyla reflüye neden olmaktadır.
Mide kanseri en çok rastlanan kanser türleri arasında yer almaktadır. Mide kanseri oluşumunda genetik faktörlerin büyük etkisi bulunmaktadır. Aile geçmişinde mide kanseri ya da farklı bir kanser öyküsü bulunuyorsa bu ailedeki diğer kişiler risk grubunda yer alırlar ve düzenli taramalara girmeleri gerekir. Ayrıca bazı çevresel faktörler, hayat tarzı seçenekleri, kötü alışkanlıklar, farklı hastalıkların etkileri neticesinde mide kanseri gelişebilir. Kötü beslenme, bazı vitaminlerin eksikliği, yaşlılık gibi nedenlerin de mide kanserini tetikleyen faktörler arasında olduğu bilinmektedir.
Mide kanseri belirtileri arasında beslenme alışkanlığında yaşanan farklılık öne çıkmaktadır. Kilo kaybı görülebilir hatta ani bir şekilde ortaya çıkan iştah kaybı görülebilir. Midede bulantı, kusma ve ileri evrelerde dışkıda kan ortaya çıkabilir.
Mide kanseri tanı uygulamalarında kan tetkiklerinin yanı sıra ultrasonografi yöntemleri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulmaktadır. Elbette endoskopik aktiviteler ve biyopsi ile detaylı analiz sağlanır. Mide kanseri tedavi uygulamalarında medikal ilaç uygulamaları, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi ve cerrahi uygulamalardan yararlanılmaktadır.
Kolit kalın bağırsakta iltihap görüldüğü anlamına gelen genel tıbbi bir terimdir. Bulaşıcı kolit, hemorajik kolit, mikroskobik kolit, iskemik kolit ya da radyasyon kolit gibi birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Görülen iltihap tahrişe neden olarak ülser denen yaralara neden olabilir. Kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebillen bir hastalık olması nedeniyle kontrol altında tutulması oldukça önemlidir. Karın ağrısı ve kramp, şişkinlik, kabızlık, ateş ve titreme, kusma, makatta akıntı ve karaciğer fonksiyonlarında bozukluk genel belirtileri arasında sayılabilir.
Kalın bağırsak kanseri sindirim sisteminin son halkası olan kalın bağırsakta görülen kanser türüdür. Son 15 cm’ine rektum geri kalan kısmına ise kolon adı verilmektedir. Kolon kanseri görülme riski kişinin yaşı ilerledikçe artsa da her yaşta ortaya çıkabilir. Kolon kanserinde en büyük risk faktörü poliplerdir. Genellikle kolonun içinde oluşan polip adı verilen küçük, kanserli olmayan (iyi huylu) hücre kümeleri olarak başlar. Zamanla bu poliplerin bazıları kansere dönüşebilir.
Polipler küçük olabilir ve az sayıda semptoma yol açabilir. Bu nedenle kolon kanserini önlemeye yardımcı olmak için düzenli tarama testleri önerilmektedir. Poliplerin kansere dönüşmeden önce teşhis edilmesi oldukça önemlidir. Kolon kanserinin ana tedavi yöntemi cerrahi işlemlerdir. Cerrahi işlemlerin öncesi ya da sonrasında kemoterapi ve radyoterapiye başvurulabilir.
Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.